UNVAN1 PNG
Ameliyat

Torakotomi

Torakotomi göğüs duvarını açarak göğüs içi organlara müdahalede etmek amacıyla kullanılan cerrahi kesi yöntemidir. Tek başına tedavi değildir. Acil veya planlı olarak uygulanacak göğüs ameliyatlarında iç organlara ulaşmak amacıyla kaburgalar arasında yol açma tekniğidir.  

Göğüs kafesi içerisinde kalp, akciğer ve büyük damarlar gibi hayati yapılar bulunmaktadır. Bu yapılarda meydana gelen sorunlar dakikalar içerisinde ölümle sonuçlanabilir. Acil müdahalenin sağlanmasında torakotomi hayati öneme sahiptir. 

Torakotomi Çeşitleri

Torakotomi genel anlamıyla göğüs duvarına uygulanan cerrahi girişimi ifade etmektedir. Göğüs duvarını aşmak için kullanılan farklı bölgelere göre farklı torakotomi çeşitleri bulunmaktadır. İşlem yapılacak organ veya dokuya göre hareket yeteneği en yüksek olan bölge tercih edilir. En sık kullanılan torakotomi türleri şu şekildedir:

Posterolateral Torakotomi: Posterolateral torakotomi en sık kullanılan torakotomi tekniğidir. Çoğu akciğer ameliyatı için standart bir yöntemdir. Kürek kemiği ucunun 3 cm arkasından başlayarak 5. ve 6. kaburgalar arasından göğüs içerisine ulaşılır. 

Aksiller Torakotomi: Aksiller torakotomi iyileşme süresi daha kısa bir yöntem olmakla birlikte geniş açıklık imkanı sağlamaz. Kaburgalar arası 1., 2. ve 3. aralıklarlardan gerçekleştirilir.

Anterior Torakotomi: Göğüs kafesi ön kısımda, 4. ve 5. araklıklardan sternum (iman tahtası) kemiği yakınlarından başlayanak koltuk altı çizgisine kadar açılır. 

Torakotomi Nasıl Yapılır?

Torakotomi uygulaması genel anestezi altında gerçekleştirilir. Ayrıca kişiye epidural (omuriliğe) tüp ile ağrı kesici ilaç verilir. Uygulanacak işlemin çeşidine uygun torakotomi lokasyonuna göre kişi şekillendirilir. Önce deri ve cilt altı dokular, ardından kaslar kesilerek göğüs içerisine girilir. Uygulanacak işleme göre kaburga kemiğinin çıkarılması gerekebilir.

Operasyonun sonraki kısmı uygulanacak işleme göre farklılık gösterir. Çeşitli dokuların çıkarılması, kalp masajı veya damar onarımı yapılabilir. İşlemin ardından göğüs kafesi içerisinde biriken kan ve sıvıyı temizlemek amacıyla negatif basınçlı tüpler yerleştirilir. Kaburga onarılır, kesiler dikiş ve zımbalama teknikleri ile kapatılır. Tüm uygulama işlemin çeşidine göre 2 ila 5 saat sürebilir. 

Torakotomi Sonrası

Ameliyatın ardından kan basıncı ve nabız takibine alınan hastanın uyanması beklenir. Genellikle bir gün yoğun bakımın ardından hayati bulguları stabilleşen hasta servis odasına alınabilir. Torakotomi sonrası hasta 4-7 gün hastanede yatırılır. Bu süre zarfında olası risklere karşı kontroller gerçekleştirilir. 

Torakotomi sonrası hasta ilk günlerde hareket etmekte ve nefes almakta zorlanabilir. Yaraların iyileşmesi ile ağrı azalacaktır. Kendini hazır hisseden hasta günlük aktivitelerine devam edebilir. Ancak zorlanmadan kaçınılmalıdır. 6-8 haftaya kadar ağır işler yapılmamalı ve yük kaldırılmamalıdır. 

Torakotomi Riskleri Nelerdir?

Torakotomi özellikle travmalarda, kanser ve kitlelerde, iç kanamalarda hayat kurtarıcı bir tekniktir. Ancak göğüs kafesini açarak işlem yapmak ileri uzmanlık gerektirmektedir. Torakotomi komplikasyonları (riskleri) arasında en önemlisi kanamadır. Kanama cerrahi uygulamalarda önemli bir risktir. Göğüs içerisinde bulunan kalp, aort ve dalları, toplardamarlar kanama riskini artırmaktadır.

Torakotomi sonrası en sık karşılaşılan durumlardan biri de ağrıdır. Operasyon sırasında genel anestezi altında olan hasta kendine geldiğinde şiddetli bir ağrı hisseder. Ağrının hafifletilmesi için aneljezik (ağrı kesici) ilaçlar kullanılır. Bir – iki ay gibi bir sürede yaranın iyileşmesi ile ağrı hafifleyerek ortadan kalkar. Ameliyattan aylar sonra devam eden ağrıya “torakotomi sonrası ağrı sendromu” ismi verilmektedir. 

Torakotominin bir diğer riski ise enfeksiyondur. Özellikle steril şartlarda ve uzman ellerde yapılmayan uygulamalarda enfeksiyon ortaya çıkabilir. Özellikle akciğer ve kalp enfeksiyonları son derece tehlikelidir. Ameliyat sonrası dönemde yüksek ateş en önemli belirtilerden biridir. 

Akciğer operasyonlarında kesinin tam olarak kapanmaması durumunda akciğerden hava sızması görülebilir. Bu durum solunum yetmezliğine şeklinde ortaya çıkabilir.